-
1 diye
I adv1) sagend“acaba bugün yağmur yağar mı?” \diye düşünmeye başladı er wurde nachdenklich, indem er sich fragte: „ob es wohl2) ( adlı) namensII konj1) damitbeni görsün \diye geldim ich bin gekommen, damit er mich siehtnezaketsizlik olmasın \diye... damit es nicht unhöflich ist,...unutmayasın \diye damit du es nicht vergisst2) dassOrhan geldi \diye çok sevindi er freute sich riesig, dass Orhan erschienen war3) ( sanarak) in der Annahme, dassmisafirler gelir \diye ortalığı topladı in der Annahme, dass Gäste kommen würden, räumte er auf4) um( içeri) hava/ışık girsin \diye pencereyi açtı er öffnete das Fenster, um Luft/Licht einzulassen5) ( olarak) alsbir şeyi... \diye kullanmak etwas als... benutzen -
2 diye
diye konj indem (er/sie’s sagte, dachte); in der Annahme, dass …;-eyim, -esin, -sin (usw) diye damit, um zu + inf; mit dem Namen; wegen; zu;bugün ders yoktur diye okula gitmedi in der Annahme, dass heute kein Unterricht sei, ging sie nicht in die Schule;bu işi bitireyim diye geldim ich bin gekommen, um diese Angelegenheit zu erledigen;Ali Er diye bir müşteri ein Kunde mit dem Namen Ali Er -
3 diye
чтоб* * *1.говоря́, что...; полага́я, что...; ду́мая, что...; под [тем] предло́гом, что...bugün ders yoktur diye okula gitmedi — он не пошёл в шко́лу, ду́мая, что сего́дня нет заня́тий
gücenirsiniz diye bir şey söylemedim — я ничего́ не сказа́л, поду́мал, что вы оби́дитесь
2.onu hırsız diye yakaladılar — его́ задержа́ли, счита́я, что он вор
для того́, что́бы...; что́бы...; с тем, что́бы...acele etmeyiniz diye telefon ettim — я позвони́л, что́бы вы не спеши́ли
bu işi bitireyim diye geldim — я пришёл для того́, что́бы зако́нчить э́ту рабо́ту
3.fırıncıdan ekmek alsın diye kendisini gönderdim — я посла́л его́, что́бы он купи́л в бу́лочной хле́ба
4.gelirim diye bapırdı — "Я приду́", - кри́кнул он
име́ющий какое-л. и́мя, по и́мени, называ́емыйFontain diye bir kitabı Türkçeye çevirdi — он перевёл на туре́цкий язы́к кни́гу под назва́нием "Фонте́н"
Neriman diye bir dul — [одна́] вдова́ по и́мени Нерима́н
••- ne diye- bu sözü ne diye söylediniz? -
4 diye
1.2.между двумя предложениями говоря́, что…, полага́я, что…, ду́мая, что…, под [тем] предло́гом, что…bugün ders yoktur diye mektebe gitmedi — он не пошёл в шко́лу, ду́мая, что сего́дня нет заня́тий
gücenirsiniz diye bir şey söylemedim — я ничего́ не сказа́л, счита́я, что вы оби́дитесь
3. -
5 diye
"1. because. 2. so that; lest. 3. by saying. 4. by mistake, thinking that; on the assumption that. 5. called, named. 6. as: Hediye diye bir çift güvercin verdi. She gave a pair of pigeons as a present. -si what one means, what one intends to say. - diye by saying repeatedly. -si gelmek to have the urge to say (something) (but to leave it unsaid)." -
6 diye
дип -
7 diye
conj. that, so that, so, in order to--------pron. that* * *in case -
8 diye geçinmek
v. pass off -
9 diye okunmak
v. spell -
10 diye
-
11 diye diyerek
пIоу, пIонымкIэ -
12 diye
λέγοντας -
13 diye
"be, in order to; so that, lest; saying; thinking that; called, named" -
14 diye geçinmek
to pass oneself off as -
15 diye
deyə, görə, üçün -
16 bu sözü ne diye söylediniz?
заче́м вы э́то [сло́во] сказа́ли? -
17 dostlar alışverişte görsün diye
-
18 iş olsun diye
для ви́да; создава́ть ви́димость какого-л. де́йствия -
19 lâf olmasın diye
то́лько ра́ди разгово́ра -
20 ne diye
с како́й це́лью; для чего́, почему́
См. также в других словарях:
diye diye — zf. Söyleyerek Sen getirdin beni gel diye diye. Karacaoğlan … Çağatay Osmanlı Sözlük
diye — zf. 1) Herhangi bir yargıya vararak 2) Niteleyerek 3) Sanarak, diyerek Birleşik Sözler diye diye … Çağatay Osmanlı Sözlük
biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye — bizim işe yaramaz diye vazgeçtiğimizi başkaları değerli buldu anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
te'diye — (A.) [ ﻪیدﺄﺕ ] ödeme. ♦ te diye edilmek ödenmek. ♦ te diye etmek ödemek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hop diye — birden, hızlıca Hop diye denize atlayıverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
larp diye — ansızın ve güçlü bir biçimde Larp diye önümüze çıkıverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
pat diye — ansızın İnsan öyle pat diye ölür mü canım, aklınıza nereden geliyor bunlar? N. Eray … Çağatay Osmanlı Sözlük
rap diye — ansızın Delikanlı, yokuşa saptı, arabayı rap diye cakalı bir tavırla durdurdu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıp diye — 1) şıp sesi çıkararak 2) ansızın 3) hemen Öyle bir suratla karşılayacak ki seninki hiç istenmediğini şıp diye anlayıp defolacak. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
zınk diye durmak — birdenbire durmak Askerî bir cip, Camekân Sokağı nı sarsıla sarsıla geçti, apartmanın kapısı önünde zınk diye durdu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dostlar alışverişte görsün (diye) — gösteriş olsun, iş görüyor densin (diye) anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük